Tevrat, Zebur ve İncil Değiştirildi mi?
Allah her şeye kadir mi?
Allaha iman etmeyenler için Onun mukaddes kitaplarının değiştirilebileceğine, hatta yok edilebileciğine inanmak belki zor değildir. Fakat hem Allaha inanıyorumhem Tevrat, Zebur ve İncil değiştirildi diyenler, aşılamaz bazı mantık sorularıyla karşı karşıyadırlar:
- Hıristiyanların ve Müslümanların inanışına göre Allah her şeye kadirdir.
- Allah merhametlidir, mukaddes kitaplarını insanlara doğru yolu göstermek için vahyeder.
- Fakat eğer Tevrat, Zebur ve İncil değiştirilebilirse, şu iki sonuçtan birini kabul etmek zorundayız:
- Allah, kitaplarının yok edilmesini önlemeye (haşa) acizdir (ve böylece gerçekten her şeye kadir olamaz). Yahut,
- Allah insanlara doğru yolu göstermeye yalnız ara sıra önem verir; şöyle ki, Onun kitapları değiştirilir ve böylece insanlar doğru yoldan saparlarsa, O pek ilgilenmez, başka bir deyimle merhametsizdir (gene haşa!).
Allah bu tür iftiralardan uzaktır! Allahın sözleri yok olursa, o devir insanlarının doğru yolda yürümesi imkansızdır. Tarihten biliniyor ki Tevrat M.Ö. 15. yüzyılda, Zebur (Mezmurlar) M.Ö 10 yüzyılda, Eski Ahit (Eski Antlaşma) peygamberlerin son kitabı (Malaki) M.Ö 5. yüzyılda, İncil (Yeni Antlaşma) M.S. 1. yüzyılda vahyedilmiştir.
Eğer bu kitapların metni değiştirilmiş ya da vahyedilmesinden sonra tümüyle kaybolmuşsa ve tek geçerli kitap Kuran ise, çok kısa aralıklar hariç 2000 yıla aşkın bir müddet boyunca insanlar manevi karanlık içinde kalmış demektir. Allah, vahiylerini bir iki asır bile tahriften koruyamamış olsaydı, ne kadar aciz ya da merhametsiz bir Varlık olurdu!
Tevrat, Zebur ve İncil birbirlerini tasdik etmektedirler.
Tevrat, Zebur ve İncil birbirlerini tasdik eder, Allahın Sözünün değiştirilemeyeceğini açıkça belirtirler. İşte birkaç örnek: Ot kurur, çiçek solar: fakat Allahımızın sözü ebediyen durur (Peygamberlerin kitaplarından, Yeşaya 40:9)
Gök ve yer ortadan kalkmadan, her şey gerçekleşmeden, Kutsal Yasadan (Tevrattan) en küçük bir harf ya da bir nokta bile eksilmeyecektir (İncil, Matta 5:18).
(İsa dedi ki), Gök ve yer ortadan kalacak, benim sözlerim ise asla ortadan kalkmayacaktır(İncil, Markos 13:31). (İsa havarilerine dedi ki), Babanın (Allahın) Benim adımla göndereceği Yardımcı, Kutsal Ruh (Ruhül-Kudüs), size her şeyi öğretecek, bütün söylediklerimi size hatırlatacaktır (İncil, Yuhanna 14:26). (Havari Pavlus, kendinden ve diğer havarilerden söz ederken dedi ki), (Kutsal) Ruhu alanlara ruhsal gerçekleri açıklarken, Tanrının lütfettiklerini insan bilgeliğinin öğrettiği sözleri değil, (Kutsal) Ruhun öğrettiği sözlerle bildiririz (İncil, 1 Korintliler 2:13).
Milattan önce yaşayan peygamberlerin ve M.S. 1 asırda yaşayan havarilerin sözleri, yaptıkları mucizeler ve bulundukları şaşılacak kehanetlerin yerine gelmesiyle doğrulanmıştır. 20. asırda yaşayan biz Mesih İnanlıları da Kutsal KitabI (Tevrat, Zebur ve İncil) şahsi tecrübemizle doğrularız. Çünkü Kutsal Kitap sayesinde tek kurtuluş yolunu öğrendik ve Allaha yaraşır, temiz, ümit dolu ve sevinçli bir hayat yaşamaya başladık. Kuranda İncilin değiştirildiğini belirten hiçbir ayet yoktur!
Kuranın bu konuda öğrettikleri.
Yukarıda gördüğümüz gibi, Tevrat, Zebur ve İncile göre Allahın Sözü değiştirilemez. Kuranda İncilin değiştirildiğini belirten hiçbir ayet yoktur! Gerçi Yahudiler Tevratı sözlü olarak tahrif etmekle (yani, Tevrat ayetlerini yanlış yorumlamak ya de yanlış aktarmakla) suçlanıyor, ama Tevrat metninin asla değişmediği ve değişemeyeceği açıkça belirtilmiştir: Süphesiz ki, Tevratı biz indirdik (Allah indirdi). Onda hidayet ve nur vardır (Sure 5:44) (Dikkat: Kuran vardı değil, vardırdiyor; yani Tevratın hala nur ve hidayet kaynağı olduğunu açıkça kabul ediyor).
içinde nurla hidayet bulunan ve önündeki TevratI tasdik eden İncilI verdik(Sure 5:46). Ayrıca Sure 3:3, 5:68-70, 6:91e bakınız.
Kuraana gore müminlerin Tevrat, Zebur ve İncile inanması şarttır: Biz Allaha,
Musaya ve İsaya verilenlere ve bütün peygamberlere Rableri tarafından verilen kitaplara iman ettik. Onların hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz. (Sure 2:136, Ayrıca Sure 2:285, 4:136, 29:46ya bakınız.). Bu ayetten anlaşılıyor ki, Hz. Muhammed bile Kuranı Tevrat, Zebur ve İncilden üstün saymadı!
Kuran, önündeki Tevrat ve İncili (geçersiz kılmak değil), tasdik etmek için indirildiğini defalarca belirtiyor (Sure 10:37, 35:31, 46:12ye bakınız). İncil ile Tevratın aslı Muhamedin zamanında kaybolmamıştı. Bunu şu ayetlerden anlıyoruz: Ey Resulüm (Muhammed), eğer sana indirdiğimiz kıssa ve haberlerden bilfarz şüphe edecek olursan, senden evvel kitap (Tevrat ve İncil) okuyanlara sor (Sure 10:94).
"Sen (ey Muhammed) onlara (Yahudilere), 'Eğer sadık iseniz, Tevrat'ı getirin de onu okuyun" (Sure 3:93. Ayrıca Sure 3:70-71, 21:7, 4:47, 2:41, 7:169 ve 29:46'ya bkz.).
Bu Kur'an ayetlerinden anlaşılıyor ki, Tevrat ve İncil Muhammed'in zamanında bozulmamış durumdaydı. Aksi halde, Allah Muhammed'e "bir şüphen varsa, senden önce kitap okuyanlara sor" demezdi. Tanrı, Muhammed'in tahrif edilmiş bir kitaba müracaat etmesini nasıl ister?
Tevrat, Zebur ve İncil'in aslı Allahın Sözü değil miydi? Peki, Kur'an'da Allah'ın Sözü hakkında ne yazıldığına bakalım: "Allah'ın sözlerini değiştirebilecek hiçbir kuvvet yoktur"(Sure 6:34).
"Allah'ın sözlerinde asla bir değişme yoktur" (Sure 10:64). Kur'an'a göre Muhammed önceki kitapları tasdik etmek ve korumak için gönderildi (Sure 5:51). Fakat eğer Tevrat ve İncil değiştirilmişse, Muhammed bunları koruyamamış demektir.
şimdi, sevgili okuyucu, şu iki sonuçtan birini seçmek durumundasın:
1) Ya Allah'ın Sözü (Tevrat, Zebur ve İncil hakkındaki Kur'an ayetleri yanlıştır.
2) Ya da Tevrat, Zebur ve İncil gerçekten değişmemiştir ve böylece her Müslüman onların tüm hükümlerini kabul etmek zorundadır. Kur'an önyargısız okuyan herkes bu ikinci seçeneği tercih eder. Nitekim Ebül-Fazl es-Saudi ve Ebül-Beka Salih el-Caferi gibi en eski ve en saygın Müslüman müfessirler (Kur'an yorumcuları) Hıristiyanların kullandığı Tevrat, Zebur ve İncil'i olduğu gibi kabul etmişlerdir.
Tarihi ve arkeolojik deliller.
Allah'ın kutsal kitaplarını koruma gücünden şüphelenenler için Tevrat, Zebur ve İncil'in değişmediğine dair başka bir sürü kanıt vardır. Ortadoğu'da, bilhassa Mısır kumlarının altında binlerce yıl saklı kalan çok sayıda Kutsal Kitap nüshası keşfedilmiştir. Mesela, 1947 yılında bir Müslüman çoban Filistin'de Lut gölü yakınlarında bulunan bir mağarada 500'den fazla eski el yazmasına rastlamıştır. Bunlardan 100 kadarı M.Ö. 2.yüzyıla ait Tevrat ve Zebur'un çeşitli kısımlarının nüshalarıdır. İngiltere'de Manchester John Rylands Kütüphanesinde muhafaza edilen bu nüshaların metni bugünkü Tevrat ve Zebur'un metninden farksızdır.
M.Ö. 5.yüzyılda Yahudilikten ayrılan Samiriyeliler mezhebi, o zamandan bu yana Yahudilerden tamamen bağımsız olarak Tevrat'ın ilk beş kısmını (Tekvin, Çıkış, Levililer, Sayılar ve Tesniye) okuyorlar. Onların ve Yahudilerle Hıristiyanların Tevrat metinleri aynıdır.
Tevrat ve Zebur'un aslı İbrani dilindedir. Bunun yanısıra Tevrat'la Zebur'un çok eski çevirileri (Mesela, M.Ö. 3.yüzyılda yapılan Grekçe ve M.S. 4. yüzyılda yapılan Latince ve Süryanice çevirileri) mevcuttur. Bazı çeviri hataları hariç, bu çeviriler asıl İbranice metinden farksızdır.
Durum, M.S. 1. yüzyılda vahyedilen İncil için de aynıdır. İncil'in aslı Grek dilindedir. İncil'in bazı kısımlarını ihtiva eden ve M.S. 2 yüzyıla ait olan birkaç Grekçe el yazması mevcuttur. Mesela, John Rylands kütüphanesinde İncil'in Yuhanna kısmının bir bölümünü ihtiva eden, M.S. 130 yılına ait bir el yazması vardır. Muhammed'in zamanından önce yazılan, M.S. 3, 4, 5, ve 6 yüzyıla ait yüzlerce İncil nüshası Batı müzelerinde korunmaktadır.
Bundan başka, M.S. 90 yıllarında Roma'daki Mesih İnanlılarının önderi Klement, M.S. 110 yıllarında ölen İgnatyus, Polikarp (M.S. 70-156), Yustin (M.S. 100-163), İreneyus (M.S. 130-200) ve başka birçok eski Mesih İnanlısı bilginin hala mevcut olan eserlerinde İncil'in hemen hemen her ayeti aktarılmıştır.
Ayrıca İncil'ín M.S. ilk altı yüzyılda (yani, Muhammed'in zamanında önce) yapılan ve hala mevcut olan Latince, Süryanice, Kıptice, Ermenice, Gotça ve Gürcüce çevirileri vardır. Çeviri hataları hariç, bunların hepsi asıl Grekçe İncil'den farksızdır.
Elbette Musa peygamberin imzasını taşıyan bir Tevrat olmadığı gibi, havarilerin imzasını taşıyan bir İncil de yoktur. Bunların binlerce yıl korunup günümüze kadar gelmesini beklemek insafsızlık olur. Ve unutmayalım ki, Kur'an'ın durumu Tevrat ve İncil'inkinden daha iyi sayılamaz. Muhammed'in mührünü taşıyan bir Kur'an nüshası yoktur. Üstelik eski Müslüman bilginlere gore (1) Muhammedin döneminde Kuran birbirlerinden oldukça değişik yedi şekilde mevcuttu. Halife Osman, birbirlerini tutmayan bu Kuran nüshalarından bir tek metin oluşturduktan sonra bunun dışında kalan her Kuran nüshasını yaktırmıştır (2).
Eski müslüman kaynaklarına göre, asıl Kuranda bulunan ama Osmanın derlemesinde (yani, bugünkü Kuran metninde) bulunan 3 sure vardır, bazı ayetler de değiştirilmiştir (3). Sahih bir hadise göre (4), Muhammedin ölümünden kısa bir sure sonra karısı Ayşenin yatağının altında saklanmış olan uzun bir Kuran suresinin tek nüshasını bir evcil hayvan yemiştir!
Bu konuda sahih sayılan en ilginç hadislerden biri ise Müslimin, Halife Ömerin rivayetine dayanarak anlattığı şu hadistir: Allah, Muhammede KuranI indirdi ve recim (taşla öldürme) ayeti Allahutealanın indirdiği ayetler arasındaydı. Rasulullah (Muhammed) taşladı, ardından biz de taşladık ve Allahın kitabında zina yapanın cezası taşlanmaktır. Recim ayeti şöyle yazılıydı: Yaşlı erkek ve yaşlı kadın zina etmişse, onları mutlaka taşlayın. Recim ayeti ise ortadan kaybolmuştur ve artık Kuranın hiçbir yerinde bulunmuyor! Üstelik İslam şeriatinin hakim olduğu Ülkelerde hala uygulanan recim (taşla öldürme) cezası, ortadan kaybolmuş bu Kuran ayetine dayanmaktadır! (5) şunu önemle belirtmek isterim ki, bu bilgiler Hıristiyanların yazılarından değil, seçkin Müslüman bilginlerin derlediği sahih hadislerden alınmıştır).
Yanlış anlaşılmasın. Amacımız Kuranı kötülemek değildir. Ama İncilin durumu Kurankinden daha güvenilirdir. Çünkü Halife Osmanın Kuran derlettiği gibi keyfine göre İncili toplatıp derletebilen bir halife ya da papa hiç bir zaman olmamıştır. Hatta diyebiliriz ki, İncil nüshalarının arasındaki ufak metin değişiklikleri, İncil metnini kimsenin zorla değiştirmeye kalkışmadığını ispatlamaktadır.
- Bkz. Mişkat, cilt 3, sayfa 7-2-705; Tabari ve Beyzavinin Sure 3:100, 6:91, 19:35, 28:48, 33:6, 34:18, 38:22 üzerindeki yorum).
- Beyzavi, cilt 3, sayfa 104-105 (Sure 2:106 üzerindeki yorum).
- Bkz. Mişkat, cilt 3, sayfa 708 (Bu bilgilerin kaynağı Celaleddindir).
- Bkz. Sahihi Müslim, sayfa 740.
- Mişkat, Kitab ül-Hudud, sayfa 301.
Kaynak: Yeni Yaklaşım, '96